Edebiyat bir duygunun, düşüncenin, fikrin ortaya konulması ve yazıya dökülmesidir. Edebiyat sanatın yedi dalından birini teşkil ediyor. Bunun için kitapseverler için edebiyat ayrı bir önem kazanıyor.
Çünkü edebiyat mutluluktur ve vazgeçilmesi neredeyse imkansızdır. Bir kere tad alındı mı daha bırakılmaz. Tarihten günümüze kadar edebiyat hep bir iletişim aracı ve duygu aktarımı olmuştur.
Bazı düşünceleri sözlü olarak söylemek istemedğimizde bunu yazıya döker ve karşımızdakine naklederiz. Edebiyat’ın amacı estetik ve güzelliktir. Edebiyatı edebiyat yapan iki temel özellik vardır.
Dil ve üslup-estetik güzellik
Bu özellikleren biri Dil-üslup diğeri ise Estetik-güzellik. Bu özelliklerin ikisi de okuyucuya ve yazara göre değişkendir.
Edebiyat duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine anlatabilmek için bir araç niteliğindedir.
Edebiyatta içerikten çok o içeriğin nasıl dile getirildiği önemlidir. Edebiyat sanatçıyı, bilimi ve eseri içinde yaşadığı dönemi ve türü içindeki yerini inceler.
Bir sosyal bilim olarak edebiyat
Edebi eserin incelenmesi açısından, bir sosyal bilimdir. Diğer sosyal bilimleriyle sürekli iletişim ve etkileşim içindedir.
Edebiyatın diğer sosyal bilimlerden farkı: yaratıcı olması, öznel olması ve kurmaca olmasıdır. Edebiyat tarihinin oluşturulması açısından, edebiyat bilimi önemlidir.
Bir insan eseri olarak yazı
Edebi eser, insan eseridir, orjinaldir, özgündür, tektir, bireyseldir. Faydaya bağımlı değildir; ama ondan bir takım faydalı bilgiler elde edilebilir. Toplumda yaşanan olayları ve durumları yansıtması bakımından bir ayna görevi görür.
Kurmaca olarak edebiyat
Edebi eser kurmacadır. Kurmaca , sanatçının dış dünyadan aldığı malzemeyi, kendi anlayışı, dünya görüşü ekseninde yeniden bir kurguyla ortaya koyduğu sonuçtur. Sanatçı her ne kadar gerçeği anlatırsa anlatsın o eser bir kumacadır. Bu anlamda edebi eser bir ayna görevi görür.